13 Ekim 2008 Pazartesi

dağılırken gölgeler..


önce söz mü vardı, anlam mı?
hangisi önce düştü yeryüzüne?
önce göz mü vardı, bakış mı?
hangisi önce düştü yar yüzüne?







sözler..
bin parçaya bölünmüşler
canhıraş feryatlarında ayaz gecenin
bir dağa çarpıp geri dönercesine
ardı arkası kesilmeyen harf çığlıkları
ve yırtarcasına karanlıkları
gözleri bağlanmış sözler
yalnızlığın donanmasında yasaklı
kimsesizliğimiz gibi kederli
ne yana gideceklerini bilmezler
bilmezler, neyi basıp çiğnerler
dönencesinden süzülürken aşkın
açılır kapağı kilitli sandığın
ağulu bir kandil gibi yanar
sözler


konuşuyorum..
sözlerim birer yanık seferad ezgisi
ellerin yüzüme yakın
sanki eğilsem dokunacaksın
heceler efsunlu bir paket
sahibini yıllar sonra bulacak
ve vuracak belki ömrünü orta yerinden
eli kolu bağlanmış anlamlar
dört bir yana dağılarak


konuşuyorsun..
sızarken tenime sözlerin
terin damarda kanım
yüreğinin şarkısını içiyorum nefesinden
yasak kapı eşiğinde kollarım
uzansam kaybolmandan korkarım
ayaklarım yalın
sözlerin yalın
sözlerin cam kırıkları
acır her yanım

gözler..
iki derin bıçak yarası
ve incecikten iki sızı
gözlerin
yeryüzünün cenneti
ve durmuş yolların ardı sıra
son bakış gibi kederli
bazen çocuksu
ve ölesiye coşkulu
kimbilir neler söyler?
soramam istesem de
cesaretim tutuklu

bakıyorum..
çaresizliğimin penceresinden
bir girdaptan süzülürcesine
derinlik sarhoşluğunda yüreğim
göremez oluyorum
dilimi dağlarken gözlerin
sözsüz bir nefes sıyrılıyor canımdan
can beni terk ederken sol yanımdan


bakıyorsun..
çelikten kirpiklerin
çırılçıplak ten gibi
dolanırken ruhuma
gözlerinde söylemediklerinin sancısı
nedenler arıyorlar zamana dair
ah benim sayfalara sığdıramadığım,
hayatı ceplerine zulalamış sevdiğim!
nedeni yok ki sevmelerin
yaşamak öyle güzel geliyor ki
yaşadığını bildikten sonra
ve durabildikten sonra
ölüme uzak, sana yakın
ve yaşamak ölesiye ağır
hasret içindeyken dört yanım

cesetler..
ölüme bileylenmiş bütün ömürler
torbalanmış bileklerimde
ve paramparçayım dalgalarında
dokunduğun yeri
kanatacağımdan korkarım
ve bulduğumu kaybetmekten bir de
bulduğum çoktan kaybettiğimse
elvedataşırhermerhaba
ömre tuzak caddelerimde
sona uzak, başlangıca yakın
pürtelaş akşam vakitlerinde
yüzünü kaybetmekten korkarım
titretir içimi kalp atışların
seni bende bulmalarından korkarım
tenini saklarken sır gibi ruhumda
ve ruhunu tenime kazırken tırnaklarımla
yazmak isterim kaderi baştan, ecele inat
doğarken çığlık çığlığa kollarında
ve çekmek temize tüm hayatımı
o pürüpak avuçlarında


sonralar..
hiç olmasınlar
tıpkı öncesizliğimiz gibi
hayat fırtınasının köpüklerinde
ömürler dökülürken toprağa
birbirine teğet düşen yapraklar misali
sendeki ben, bendeki sen olmak değil
sadece "tek" olmak
dans eden gölgeler arasında
ve hapsolmak yıldızların koynuna
koparak gelip sonsuzluktan
sahipsiz iki mezar taşı gibi
sarılmak bir çınarın altında
öylesine mutlu ve yalnız
arınalım cehennemin ırmaklarında

5 yorum:

...ve], dedi ki...

söyleyecek söz bulamadım,okurken içimden aktı bir şeylerde durduramadım dostum...YÜREĞİNE SAĞLIK....

paradoks dedi ki...

senin de o güzel gönlüne sağlık dostum..

...ve], dedi ki...

elvadataşırhermerhaba demişsin ya aslında ayrılmak istemezken sevdiğinden,işte ayrılık denk düşmez derim kavuşmanın bu sıcaklığına...

...ve], dedi ki...

günaydın:)

paradoks dedi ki...

tünaydın :)