23 Ağustos 2008 Cumartesi

çekilmiş sularda



dudağımda yarım kalan
söylenmemiş son sözümdür
baki olsa da ayrılık
aşk her daim ölümsüzdür...


"..benimle oynar mısın?.." diye sordu delikanlı..
öznesi, yüklemi ne özel bir soruydu bu.. genç kız dünden hazırdı.. sormak aklına bile gelmedi, "ne oynayacağız?" diye.. hayat zaten çetin bir oyun değil miydi?.. o anda aklından çocukluğu geçti.. güvercinlerin yuva yaptığı o tavanarasına gidiverdi birden.. tarihi meçhul zamanlardan kalma deve çanlarının saklı olduğu, bir tuhaf kokan o tozlu çatı katındaydı.. delikanlıyı elinden tutup, tahta merdivenlerden yukarı çıkardı..
bir ebe lazımdı bu oyuna.. sobelemek için.. ve yanması lazımdı birilerinin.. yanması ve ebe olması.. "ben yanarım.." dedi kız ..
"saklambaç" dedi delikanlı.. en uygun oyun bu.. "ben hep saklanacağım, sen beni bulacaksın.." olur dedi kız.. "ben seni bulurum.."
güvercinler ürküp havalandı birden.. yerden yığınla toz kalktı, genizlerini yakarak.. öksürürken, bir yandan da birbirlerine bakarak gülüyorlardı.. yıkık dökük bir balkon vardı çatı katında.. küçük yuvarlak bir cam.. ve küçücük bir balkon.. "oraya çıkma" dedi kız.. düşersin.. sakın çıkma.. ve arkası dönük saymaya başladı.. "100, 99, 98.." bir geri sayım başlamıştı takvimlerin yapraklarında..
kaçtı delikanlı.. en akla gelmedik yerleri aradı saklanmak için.. boş varillerin içinde, çıt çıkarmadan, kızın gelip kendisini bulmasını bekledi.. yalnızca kendi nefes alıp verişini duyabiliyordu..
çatı aralığından çizgi halinde ışık süzülüyordu içeriye.. yarı karanlık içinde, parmak uçlarında yürürken, dengesini kaybetti kız.. ayağı yerde duran kocaman deve çanlarından birine takıldı.. sendeledi.. çan, sessizlikte ürkütücü bir ses çıkararak ters döndü.. delikanlı çıktı yerinden.. kızın elinden tuttu.. "yeter artık" dedi.. bitsin bu oyun.. "bitmesin" dedi kız.. oyun biterse, sen gidersin.. başka bir oyuna ne dersin?..."sen gidersen....." kelimeler boğazına düğümlendi... "gitme.." diye fısıldayabildi ancak..
öyle bir şeydi ki bu yaşadıkları.. oyun, bir öykünün satır aralarına gizlenmişti.. öykü ise bir rüyanın içinde görülmekteydi..
bazı rüyaları anlatmak uğursuzluk getirirdi.. anlatmadılar kimseye..
çocuk oldular.. ve sonu başlangıcında gizli bu hikayeden, paylarına düşen ne ise, hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadılar..
ömrümüzün son demidir
dönülmeyen o vedalar
kuşatıldık zor yıllarda
yarım kaldı hep o sevdalar
sevda ve veda.. birbiriyle bağlantılı bazı kelimeler vardı ki.. ironik bir biçimde kafiye kuruyorlardı birbirlerine.. sanki yazgıları birmişcesine..
gülmenin ağlamaya çok benzediğini öğrendi genç kız.. duygu yoğunluğuydu her ikisi de.. farklı kutuplarda iki coşku haliydi.. gülerken bile gözlerinden yaş geldiği için böyle düşünüyordu belkide.. kazanmakla kaybetmenin, kimi zaman iç içe geçebildiğini biliyordu.. biliyordu ama, her yokluk ölüm değildi.. zaman neler getirecekti kim bilir?..
sadece oyun arkadaşını değil, oyunlarını, oyuncaklarını, o tozlu tavanarasını, deve çanlarını da kaybetmişti.. nerdeydi onlar şimdi?.. kimler oynuyordu onlarla?.. ya o?
bazen sonu gelmez sorular geçiyordu aklından.. "onu kimler aldı, kimler öpüyor onu?.." o başka başka oyunların içinde.. bense fasülyeden..
özlem, kucağına aldığı küçücük bir çocuktu henüz.. büyüyecek, kocaman fettan bir kadın olacak, kırmızı ojeli uzun tırnaklarını acımasızca tenine batıracaktı.. özlemi büyütecekti içinde.. sol yanında saklayacaktı.. sızım sızım sızlayan bir yara olacaktı.. içten içe kanayacaktı bazen..
aşk.. bu sokakta oturmuyordu artık.. sözlükten silinmiş 3 harfti sadece.. onunla birlikte ortalıktan kaybolmuşlardı.. 'a' yaramaz çocukların sapanıyla vurulmuştu.. 'k' ise fiili meçhul bir fail olarak komada.. kala kala 'ş' kalmıştı elinde.. d ve ü'yü tamamlayarak, düş'ü oluşturmak üzere..
onsuz düşü ne yapacağını düşündü genç kız.. ve düşlerini satılığa çıkarmaya karar verdi.. tirajı yüksek bir gazetenin, alacalı ilan sayfalarına sıkışmış 2 satır:
"satılık düşler.. bayandan.. az kullanılmış.. "
hatırla sevgili, o eski günleri, çocuklar gibi
varsın eller gönül yarası kapanır sansın..
kabuğun altında sevgili
sen kanayansın..
alıcı çıkmadı düşlere.. daha doğrusu çıktı ama, fiyat biçemedi genç kız.. düşleri anılarıydı.. saniyelik, dakikalık anları, tüm ömrünü kaplamıştı.. ömre paha biçilir miydi hiç?..
..ya bu hikaye?.. birgün yazmaya kalksa, kelimelere sığar mıydı?..
küçücük bir kelimeyle.. bir şarkıyla.. bir şiirle başlayan bu ömürlük hikaye, bir gün gelip, anlatılabilir miydi?.. birbirlerine bile anlatamamışken.. harfler yetersiz kalmışken, sayfalara sığabilir miydi?..
çok zordu bu.. tüm kelimelerini bir bez torbaya doldurdu genç kız.. o eski tavanarasının yolunu tuttu.. gözleri dolarak çıktı merdivenleri.. son basamakta durdu.. "oynadık mı biz senle?.." diye sordu içinden.. "gerçekten oynadık mı?.." ??? "mızıkçı seni!.. daha sırada evcilik vardı.."
herşey yerli yerinde duruyordu.. deve çanları, boş variller, köşedeki tahta sanduka.. hesap sorar gibi bakıyorlardı genç kıza.. bir suçlu gibi ezik, yürüdü.. "ihtimallerimi kaybettim.. bakmayın bana öyle" dedi.. size arkadaş getirdim.. söylenmemiş tüm kelimelerim, harflerim, hecelerim.. hepsi bu torbanın içinde.. ihtiyar sandukanın kapağını açtı.. içi bomboştu.. hepsini zar zor tıktı sandukaya.. hemen kapadı kapağını.. evladını tabuta koyar gibi içi acıdı.. "bunlar size emanet" dedi.. "belki bir gün sahibini yine görürsem.. yine oynarsak bir yerlerde.. yine çocuk olursak bir rüyanın içinde.. belki almaya gelirim.. belki'siz yaşanmaz.."
nefessiz kalmış gibiydi.. bir zamanlar korktuğu o balkon, çok masum göründü birden gözüne... çıktı, derin bir nefes aldı.. güvercinler, tuhaf sesler çıkararak, bir konup, bir kalkıyorlardı çatıdan.. hayat devam ediyordu, hiçbir şey yokmuş gibi.. hiçbir acıyı umursamıyordu hayat..
gözlerini kaçırarak geçti tavanarasından.. hızla indi merdivenleri.. ardına dönüp bakmaya gücü yoktu...
"belki..." dedi içinden..
"belki, sonsuza kadar sizi göremem.."
"ya da belki,
bu oyun hiç bitmemiştir..
yarım kalmış bir cümledir bu hikaye, sonu üç noktayla biten...
..ve belki bir gün, yeniden karşılaşmak kısmet olur da.. emanet kelimelerimi alırım sizden..
bir zaman ve bir mekan bulurum, kendi ömrümce..
..ve anlatmaya çalışırım, gücümün yettiğince.."
.......

Hiç yorum yok: