Şu sokağın başındaki akasya ağacına özeniyor insan bazen..
Özellikle düşünmekten yorgun düştüğü günlerde..
Eğilmiş dallarını rüzgarın insafına bırakışıyla,
Her şeyi kabullenmiş,
Ömrünün son demlerinde de olsa kayıtsız kalabilmeyi öğrenerek huzuru yakalamış,
Çizgilerinden utanmayan yaşlı bir bilge gibi duruşuyla..
Hem de yorgun bir savaşçı gibi,
Her türlü imkan ve şeraitte ayakta kalmayı başarışıyla,
Her mevsim yeniden çiçek açışıyla..
Bir kalp taşımaktan bitap düştüğünü hissettiği günlerde özellikle..
Kalpsiz olmayı düşlüyor insan bazen..
Hayatın kendi kalp atışlarına tutunarak yaşayabilmeyi..
Bir ağaç gibi başı dik, dalları eğik.. kök salabilmeyi derinlere.. ve taşıyabilmeyi yarını düne..
Hiçbir sözün incitmediği ve kimseyi incit/e/mediği bir dünyayı düşlüyor insan nafile yere..
Bütün pembeleri baştan çıkarırcasına,
Kopkoyu kahkahalar attığı günleri hatırlıyor bir de..
Ve anlamını bilmediği kelimelerle yargılandığı çocukluk günleri geliyor aklına..
Anlam aramamayı da öğreniyor insan hayatta.. azalıp çoğalan anlamlara bel bağlamamayı da..
Herşeyden geriye kendisinin kaldığını görüp,
İçinden havalanan kelebeğin ömrüne ağlamamayı da..
3 yorum:
''Bir kalp taşımaktan bitap düştüğünü hissettiği günlerde özellikle..
Kalpsiz olmayı düşlüyor insan bazen.. ''söylenecek söz bulunamaz ki bu satırlara.
"anlamını bilmediği kelimelerle yargılandığı" .. Tebrikler, çok güzel yakalanmış bir tümce, harika..
çok çok çok.... teşekkür ederim.. :)
Yorum Gönder