10 Eylül 2008 Çarşamba

nida




"Eger kış, 'baharı yüreğimde saklıyorum' deseydi, ona kim inanırdı?"..
demiş Halil Cibran..

İçimden bir süredir şöyle bir ses yankılanmakta benim de:

"Her doğru, yanlış olma ihtimalini bünyesinde saklar.. "

Ama buna kim inanır?.. Orası meçhul elbette..

Herkesin kendince doğruları var bu hayatta.. Tecrübelerle, öğretilerle ve hatta yüklenimlerle edinilmiş doğrular.. Çoğu zaman o doğruların örtüşmemesinden "çatışma"lar meydana çıkıyor. Toplumda, ailede... vs.. ve o çatışmalardan da bir denge kuruluyor. Herkes muhatabına kendi doğrusunun doğruluğunu kabullendirme derdinde.. Hal böyle olunca, herkesin doğrusu en doğru, başkasının yanlışı ise en yanlış, bizim anlayacağımız.

İnsan kendine sürgün biraz ya hani.. O sürgün aslında yabancılaşmadan kaynaklı gibi sanki.. Topluma, hayata ve en nihayetinde insan kendi kendine yabancı olabilir kimi zaman.. Hatta içindeki iki yarısından biri diğerine ıramış insan, çelişkilerin ortasında çare aramaktadır kendine..

Mesafe yakınlığı itibarıyla, en iyi kendi iç denge ve dengesizliklerimi gördüğümden veçhile, yine kendimden örnek vermem gerekirse, bir gün "ak" dediğimin, ertesi gün "kara" olduğunu düşündüğüm olmuştur. Her zaman değil tabi.. Yani o derece değil dengesizlik.. :) Bazen de yüreğimin doğrularıyla, aklımın doğruları örtüşmez. İşte en fenası da budur aslında.. Demek ki birey kendi içinde bile çatışma halinde.. ve o çatışmalardan bir iç denge kurup, kendi "ben"ini yaratma derdinde..

Söz buradayken bir "es" verip, hayatımda çok önemli bir yer eden ve kendisini her aklıma geldiğinde saygı ve sevgiyle andığım edebiyat öğretmenimin kulaklarını çınlatmadan geçemeyeceğim. Şahiyan hocam!.. Ne öğretmenler gelip geçti, isimleri silinerek hafızadan ne yazık ki.. Ama bize ders vermekten ziyade, günün birinde bizi bekleyen "olgun insan" olmanın evrensel sıkıntıları ile başa çıkma yollarına ilişkin formüller vermeye çalışan o muhteşem insanı hayat hep hatırlattı. Her zaman derdi ki bize; "Çocuklar, hayatta huzur ve mutluluğun anahtarı, akıl ve kalbi dengede tutabilmek, eşit ağırlıkta çalıştırabilmektir. Seçimlerinizde hem mantığınıza, hem duygularınıza kulak verin. Birinin "evet" dediğine, diğeri "hayır" diyorsa, orada mutlaka bir sıkıntı vardır.. ve o sıkıntı eninde sonunda sizin karşınıza dikilir."

Ne kadar haklıymışsın canım hocam!.. İnsanın içinden, susturulması imkansız türlü türlü nidalar yükseliyormuş kimi zaman.. Her biri birbirinden bağımsız.. Tıpkı atari salonlarında oynanan o komik oyun gibi.. Hani kafalar yükselir, sen onlara vurursun, daha vuramadan birine, bir diğeri çıkar başka bir delikten.. İnsan psikolojisi öylesine karmaşık ki; bir sesi sustursan, ötekisi patlak veriyor. Ah Şahiyan hocam, ah!!.. İmtihanlarda ders kitabını kullanmayı serbest bırakırdın ya hep.. Yani ömrü hayatımda gördüğüm, kopya çekmenin legal olduğu tek ders senin dersindi. Belki ondandır edebiyatı bunca sevmem.. "Bunlar önemli değil çocuklar.." deyişin geliyor aklıma.. Değilmiş gerçekten.. Öyle zor imtihanlardan geçiyor ki insan, öyle açıp bakabileceği bir kitap falan da yok..

HAYATIN KULLANMA KILAVUZU YOK..

Sen de yoksun.. O sıcacık gülümsemen ve huzur veren sesin de yok..

Tek rehberim geçmişimden getirdiğim doğrularım.. Yarınım ise etkisiz eleman onların üzerinde.. Yürek doğrularım.. Akıl doğrularım.. Birbiriyle çelişen doğrularım.. Dünyayla çelişen doğrularım.. Bir de hepsi yetmez gibi "yanlışlık ihtimalini bünyesinde saklayan" doğrularım..
Öyle kimi zamanlarda, herşeyi tepetaklak edesim gelmiyor değil hani.. Tüm doğruları yanlışa, yanlışları doğruya çevirmek istiyorum.. "Amaann boşver diyorum" sonra da, (böyle anlarda, ağaca tutunmuş dururken, "dünyayı kurtarıcam!!" diye nara atarak koşan, sonra da "amaan boşver, kim uğraşıcak şimdi" diye dönüp tekrar aynı pozisyonu alan "deli cevat" karikatürüne benzetirim kendimi hep) ..boşver, çünkü zaten tepetaklak bu dünya.. Kim bilir ki, kimin doğrusu kime yanlış.. Bana mı kalmış düzeltmek, bu dümeni bozuk yandan çarklı gemiyi..
Hakikaten, ne zormuş insan olmak!

İnsan olmak, hatalarla el ele yürümekmiş.. Korkmak da yersizmiş bazen hata yapmaktan..

Bize o şifreleri sunarken sen, allah bilir içinden kendi hatalarına gülüyordun değil mi hocam?... Ondandı belki gözlerinden insanın içine akan o sıcacık tebessüm.. :))




4 yorum:

...ve], dedi ki...

kılavuzsuz hayata günaydın o halde :)))

paradoks dedi ki...

günaydın.. :))

...ve], dedi ki...

kısa bir müddet yokum,şirketten gmail yasaklı olduğu için buraya kısa bir not düşmek istedim...kocaman sevgiler:)herşey gönlünce olsun paradoxcum ve 'ev' yine çok özel şiirlerinden...

paradoks dedi ki...

teşekkür ederim.. sana da kucak dolusu sevgiler.. çabuk dön.. :)